24 Temmuz 2012 Salı

ALL OR NOTHING


http://www.imdb.com/title/tt0286261/


06/08/2007
ALL OR NOTHING:MIKE LEIGH
9
½
"ya hep ya hiç" size bir aksiyon-macera filminin ismi gibi gelebilir. oysa ki bu filmin bizim bildiğimiz şeylerden başka bir şeyi anlatma ,bizi heycanlandırma ,duygulandırma gibi misyonları olduğunu hiç sanmıyorum.film bildik hayatlarımızın üstüne bizi düşündürmeye sevk ediyor gibi.bizim de problemli komşularımız var  ihtiyacımız olduğunda yanımızda olan komşularımızın olduğu gibi.ailemiz belki de elimizde bulunan en büyük hazinemiz ama biz bunun farkında değiliz ve sürekli birbirimizi üzüyoruz.anne babamız belki eski tutkularını hala muhafaza edememiş olabilir ve karşılıklı rolleri değiştirmiş olabilir.aşk dünyamız sallantıda olabilir ve en sonunda kendimizle problemlerimiz olabilir.filmde anlatılanların tümü aslında bize ait.
phil, kendisinden emin olamayan ,sürekli tedirgin dolaşan, çocuklarıyla ve eşiyle beraber pekte mutlu olmayı başaramyan bir taksi şöförü.rachel ise bir süper markette çalışıyor ve ikisinin maaşları birde kızlarının maaşlerıyla anca geçiniyorlar.bununla birlikte herkeskazandığı parayı kullanıyor.bir yerde hepsi kendi çıkarlarına çalışıyorlar.paylaşım acı durumlarda gerçekleşiyor.bir de küçük oğulları varki yemek yemeği iş edinmiş tembelliğin ve boşvermişliğin timsali.(çoğumuzun mutsuz olmasının nedeni).komşularının da yine kendilerine benzer dertleri var.bir komşusu phıl in taksi şirketin den arkadaşı karısı bir alkolik ve boş vermişliğin bir başka örneği.kızlarıysa sürekli aranan ama bunu başka bir iş yapamadığı için yaptığı çok belli olan biri.diğer komşusu kızıyla anlaşamayan ve kızının sürekli kendisine bağırdığı biri.

mutlu olmanın tek yolu onu bulmak için çabalamaktır gibisinden bir mesajı var filmin.bir yandan da hiç bahsetmesede altan alta  herkezin kabul ettiği(uygulamaktan üşendiği)ve dini de denebilecek mesajları da var.hatta bunlar üzerine düşünülerek inşa edilmiş sayılabilir.anne babanı say.kocana-karına iyi davran.komşularına yardım et.aç gözlülükten ,oburluktan, şehvetten uzak dur.bu kurallara uyulduğunda mutluluğu hak etmiş olacaksın.filminne demek istediği çok açık ama bunu söyleme şekli (yani bir rahip falan kullanmaması) filmi bir kat daha sevmemize neden oluyor.çünkü sadece belli bir kesime değil de tüm insanlara ulaşmayı hedeflemiş oluyor.

Yeteri kadar hepsi yada hiçlik phıl karısının,ki evlenmemişlerdir bile,uzun zamandır kendisini sevmediğini bilmektedir ve kendisini hayatının geri kalanını anlamlandırmak  ve çevresndekilerin yaşadıkları şeyler üzerinde düşünerek geçirir.nasıl olsa bunu yapmak için takside bolca vakti vardır.bu hali konuşmasına yansır sanki herşeyin bir adım ilerisini düşünmek gerekmektedir.örneğin oğlu hastanedeyken çıktığında tatile gitmeleri ve bunun için çok çalışmasının gerektiğini o an söylenecek ilk şey gibi söyleyi verir.ama asıl işlerin yolunda gitmesi için karısıyla iyi anlaşması gerekmektedir.hastaneden eve döndüklerinde tüm içtenlikleriyle yıllardır yapmadıkları bir konuşma yaparlar.ve phıl yorumsamacı karakterini bırakarak espirili yüzüne geri döner. 
ana öykünün sonunun iyi olası ve diğer öykülere bulaşılmadan filmin bitmiş olması bu ailenin şanslı olan kesimden olduğu anlamına geliyor.yani herkezin başına gelemeyecek derecede olaylar ardı ardına gelmiş ve aile nirvana ya ermiştir.ama komşu kızlarına ve annelerine ne oldu iyi bir aile kurabilecekler mi?yoksa genetik olarak miraslarını devam ettirmeye mi mahkumlar?onalrın asıllarına dönmeleri için ne gibi tesadüfler gerekiyor?ve nasıl işlemekte oldukları günehlarından vaz geçebilirler?
biz şanslı olanlardan olabiliriz bu nedenle başımıza gelecak talhsizlikleri bekleye duralım.ama şansız olanlar için felsefe çeşitli zevkler ve acılar kapı da bekliyor olacak. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder