http://www.imdb.com/title/tt0286261/
ALL OR
NOTHING:MIKE LEIGH
9
½
"ya hep ya hiç" size bir aksiyon-macera filminin ismi gibi
gelebilir. oysa ki bu filmin bizim bildiğimiz şeylerden başka bir şeyi anlatma
,bizi heycanlandırma ,duygulandırma gibi misyonları olduğunu hiç
sanmıyorum.film bildik hayatlarımızın üstüne bizi düşündürmeye sevk ediyor
gibi.bizim de problemli komşularımız var
ihtiyacımız olduğunda yanımızda olan komşularımızın olduğu gibi.ailemiz
belki de elimizde bulunan en büyük hazinemiz ama biz bunun farkında değiliz ve
sürekli birbirimizi üzüyoruz.anne babamız belki eski tutkularını hala muhafaza
edememiş olabilir ve karşılıklı rolleri değiştirmiş olabilir.aşk dünyamız
sallantıda olabilir ve en sonunda kendimizle problemlerimiz olabilir.filmde
anlatılanların tümü aslında bize ait.
phil, kendisinden emin olamayan ,sürekli tedirgin dolaşan, çocuklarıyla
ve eşiyle beraber pekte mutlu olmayı başaramyan bir taksi şöförü.rachel ise bir
süper markette çalışıyor ve ikisinin maaşları birde kızlarının maaşlerıyla anca
geçiniyorlar.bununla birlikte herkeskazandığı parayı kullanıyor.bir yerde hepsi
kendi çıkarlarına çalışıyorlar.paylaşım acı durumlarda gerçekleşiyor.bir de
küçük oğulları varki yemek yemeği iş edinmiş tembelliğin ve boşvermişliğin
timsali.(çoğumuzun mutsuz olmasının nedeni).komşularının da yine kendilerine
benzer dertleri var.bir komşusu phıl in taksi şirketin den arkadaşı karısı bir
alkolik ve boş vermişliğin bir başka örneği.kızlarıysa sürekli aranan ama bunu
başka bir iş yapamadığı için yaptığı çok belli olan biri.diğer komşusu kızıyla
anlaşamayan ve kızının sürekli kendisine bağırdığı biri.
mutlu olmanın tek yolu onu bulmak için çabalamaktır gibisinden bir
mesajı var filmin.bir yandan da hiç bahsetmesede altan alta herkezin kabul ettiği(uygulamaktan
üşendiği)ve dini de denebilecek mesajları da var.hatta bunlar üzerine
düşünülerek inşa edilmiş sayılabilir.anne babanı say.kocana-karına iyi
davran.komşularına yardım et.aç gözlülükten ,oburluktan, şehvetten uzak dur.bu
kurallara uyulduğunda mutluluğu hak etmiş olacaksın.filminne demek istediği çok
açık ama bunu söyleme şekli (yani bir rahip falan kullanmaması) filmi bir kat
daha sevmemize neden oluyor.çünkü sadece belli bir kesime değil de tüm
insanlara ulaşmayı hedeflemiş oluyor.
Yeteri kadar hepsi yada hiçlik phıl karısının,ki evlenmemişlerdir
bile,uzun zamandır kendisini sevmediğini bilmektedir ve kendisini hayatının
geri kalanını anlamlandırmak ve
çevresndekilerin yaşadıkları şeyler üzerinde düşünerek geçirir.nasıl olsa bunu
yapmak için takside bolca vakti vardır.bu hali konuşmasına yansır sanki
herşeyin bir adım ilerisini düşünmek gerekmektedir.örneğin oğlu hastanedeyken
çıktığında tatile gitmeleri ve bunun için çok çalışmasının gerektiğini o an
söylenecek ilk şey gibi söyleyi verir.ama asıl işlerin yolunda gitmesi için
karısıyla iyi anlaşması gerekmektedir.hastaneden eve döndüklerinde tüm
içtenlikleriyle yıllardır yapmadıkları bir konuşma yaparlar.ve phıl yorumsamacı
karakterini bırakarak espirili yüzüne geri döner.
ana öykünün sonunun iyi olası ve diğer öykülere bulaşılmadan filmin
bitmiş olması bu ailenin şanslı olan kesimden olduğu anlamına geliyor.yani
herkezin başına gelemeyecek derecede olaylar ardı ardına gelmiş ve aile nirvana
ya ermiştir.ama komşu kızlarına ve annelerine ne oldu iyi bir aile
kurabilecekler mi?yoksa genetik olarak miraslarını devam ettirmeye mi
mahkumlar?onalrın asıllarına dönmeleri için ne gibi tesadüfler gerekiyor?ve
nasıl işlemekte oldukları günehlarından vaz geçebilirler?
biz şanslı olanlardan olabiliriz bu nedenle başımıza gelecak
talhsizlikleri bekleye duralım.ama şansız olanlar için felsefe çeşitli zevkler
ve acılar kapı da bekliyor olacak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder